top of page

Düşüncelerin Korkutucu Şekli: OKB



Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), toplumdaki yaygın inanışın aksine titizlik, aşırı planlılık, katı simetri ve düzen ihtiyacından ibaret değildir. Bu kişileri ‘takıntılı’ olarak etiketlemek, durumun bir kişilik özelliği gibi yorumlanarak değişmez gözüyle bakılmasına neden olabilmektedir. Etiketlemelerin önüne geçmek ve topluma OKB hakkında doğru bilgileri sunmak için Ekim ayının ikinci haftası, OKB Farkındalık Haftası olarak ilan edilmiştir ve bu kapsamda her yıl dünya çapında farkındalık çalışmaları yürütülmektedir.


Obsesif kompulsif bozukluk nedir?

OKB, obsesyon ve/veya kompulsiyonlarla karakterize bir psikolojik bozukluktur.

Obsesyon, kişinin sürekli aklına gelen, kontrolünün dışında hissettiği düşünce ve görüntüleri anlatır. Bunlar kişi tarafından istenmez ve kişide yoğun rahatsızlık, kaygı, korku ve utanç yaratır. Günlük hayatta herkesin aklına bu gibi istenmeyen düşünceler ve imgeler gelebilir, kişilerin dikkatleri bir süreliğine burada olur ve sonra hayatlarına devam ederler. OKB söz konusu olduğunda ise bunlar zihni sürekli meşgul ederek (günde bir saatten fazla) kişinin yapmak istediği aktiviteleri yapmasına engel olabilmektedir. En sık karşılaşılan obsesyonlar şöyle özetlenebilir (1):


Kirlenme: Etraftaki herhangi bir şeyin temiz olup olmadığıyla ve hastalık yapma ihtimaliyle ilgili

Saldırganlık: Kendisine ve çevresine bir şekilde saldırganlık göstereceğine dair düşünceler ve korkutucu, şiddet içeren görüntülerin zihne gelmesiyle ilgili

Sorumluluk: Kötü bir olayın gerçekleşmesine neden olabilme ihtimaliyle ilgili

Cinsellik: İstenmeyen cinsel içerikli düşünce ve görüntüler, bir çocuk, akraba ya da herhangi birine cinsel dürtülerle eylemde bulunacağına dair korkuyla ilgili

Din ve ahlaki değer: Dinle ilgili istenmeyen düşünceler, günah işlemeye dair korku, dini eylemlerin doğru yapılıp yapılmadığıyla ve ahlaki değerlere uygun davranıp davranmadığıyla ilgili

Kimlik: Cinsel kimliği ve yönelimiyle ilgili

Mükemmelliyet: Her şeyi bilme ve hatırlama, her şeyin doğru-eşit-mükemmel olması ve hata yapılmaması gerekliliğiyle ilgili

İkili ilişkiler: Romantik ilişki, arkadaşlık, akrabalık ve diğer ilişkilerde o kişinin ilişki sürdürmek için doğru kişi olup olmadığıyla ve kusurlarını sürekli incelemeyle ilgili

Varoluşsal: Yaşam, ölüm, evren ve diğer felsefik temalarla ilgili


Kompulsiyonlar ise obsesyonların yarattığı sıkıntıyı azaltmak, düşüncelerin aklına gelmesine, gerçekleşmesine engel olmak ve korkulan kötü sonuçları bertaraf etmek için kullanılan her türlü davranışı anlatır. Bunlar, bir süre sıkıntıyı azaltsa da obsesyonları güçlendirerek tekrar kompulsiyonlara başvurulmasına neden olmaktadır. En sık görülen kompulsiyonlara şunlar örnek verilebilir: Kendi bedenini ve eşyaları belli ritüellerle aşırı şekilde temizleme, zihnini dağıtacak belli sözleri, sayıları veya duaları tekrarlama, emin olmak için sürekli kontrol etme, eşyaları belli kurallara göre katı bir şekilde düzenleme, çizgilere basmadan yürüme gibi (1).

Kompulsiyonlar genellikle obsesyonlara karşı geliştirilen, gerçekçi olmayan çözümleri kapsar. Örneğin, evde yangın çıkacağı düşüncesiyle sürekli ocağı kontrol etme ya da sevilen birinin ölmesini engellemek için yolda çizgilere basmadan yürüme kompulsif davranışlar arasındadır (2).


Saf obsesyonların olduğu tip: Pure O

Pure O, kişinin obsesyonlarından kurtulmak için gözlemlenebilir kompulsif davranışlara girişmediği OKB alt türüdür. Bu alt türde kişiler, düşüncelerinin verdiği yoğun sıkıntıya karşı zihinsel eylemlerde bulunurlar. Zihinsel eylemler, sürekli düşüncelerine inanıp inanmadığına dair düşünme, güvence arayışı, düşüncelerin gelebileceği durumlardan kaçınma, kimliğini ya da cinsel yönelimini doğrulamaya çalışma, uyarılma gibi bedensel duyumlarını kontrol etme, başka şeyler düşünmeye çalışma gibi örtük davranışlar olarak görülebilir (2).


OKB neden olur?

OKB’ye tam olarak neyin ya da nelerin sebep olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte araştırmalar, genetik, biyolojik, çevresel ve öğrenme faktörlerinin etkileşiminin bir sonucu olabileceğini belirtmektedir. Faktörleri kısaca açıklarsak (1,3);


Genetik: Kişinin ailesinde OKB’si olan birinin olmasının, OKB’ye neden olan bir gen nedeniyle bozukluğun ortaya çıkma ihtimalini artırdığı fakat bu genin kısmen etkili olup, diğer faktörlerle etkileşimi sonucu aktive olabileceği bilinmektedir.

Biyolojik: Araştırmalar, beynin ön bölgesi ile daha derin yapıları arasında iletişimi sağlayan serotonin adı verilen kimyasalın az salgılanmasının OKB’nin oluşumunda rol oynayabileceğini öne sürmektedir.

Çevresel: Travmatik ve stresli yaşam olaylarının OKB’ye öncül olabileceği birçok araştırma tarafından ortaya konulmuştur.

Öğrenme: Bazı düşünceleri düşünmenin yanlış olduğunu ve düşüncelerden bazı davranışları göstererek kurtulabileceğini öğrenmenin OKB’ye zemin hazırladığı düşünülmektedir.


OKB ne zaman başlar?

OKB, okul öncesi dönemden başlayarak herhangi bir zamanda başlayabilse de genel olarak erken yetişkinlik döneminde başladığı bilinmektedir. Dünya nufüsunun yaklaşık %2’sinde görülen bozukluk, tüm etnik köken ve cinsiyeti etkileyebilmektedir (4).


OKB’nin tedavisi var mı?

OKB, doğru tedavi yöntemleri kullanıldığında tedavi edilebilir bir psikolojik bozukluktur. Günümüzde OKB’nin en etkili tedavisi, Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemlerinden biri olan ERP (üstüne gitme ve tepki engelleme) ve/veya ilaç tedavisi olarak görülmektedir (5,6).


OKB ile yaşamak

Zihninizde günün en az bir saatinin istemediğiniz, aklınızdan atamadığınız düşüncelerle geçtiğini hayal edin. Hatta bazıları sizin sevdiklerinizi öldürmek istediğinizi, evdeki tüm kalemleri saymazsanız yarın ailenizden birinin öleceğini söylüyor olsun. Bu sizi nasıl hissettirirdi? Çaresiz, utanç içinde, suçlu, şüpheli? Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler, her gün böyle durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. Günlük hayatta aslında herkesin aklından bir süreliğine geçebilecek düşünceler, bu kişiler için korkutucu hale gelmektedir. Çoğu zaman düşüncelerinden utandıkları ve diğerleri tarafından tıpkı onlara düşüncelerinin dediği gibi etiketler yapıştıracaklarından korktukları için bir yakınına ya da bir profesyonele bu durumu anlatamayıp kendi zihinlerinde rahatsızlık içinde ve olumsuz duygularla yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar. Araştırmalar, OKB’nin tedavi edilmediği sürece yaşam boyu inişli çıkışlı bir seyirle devam edebileceğini göstermektedir (7). Bu bakımdan, OKB belirtileri yaşayan kişilere, takıntılı ya da tuhaf gibi etiketlemelerde bulunulmamalı, durumuyla ilgili yardım almaya teşvik edilmelidir.




Kaynakça

  1. What is OCD?. https://iocdf.org/about-ocd/ adresinden erişildi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2022.

  2. Pure O – Purely Obsessional OCD – Symptoms & Test. https://ocdtest.com/pure-obsessive-compulsive-disorder-otherwise-known-as-pure-o/ adresinden erişildi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2022

  3. Overview-Obsessive compulsive disorder (OCD). https://www.nhs.uk/mental-health/conditions/obsessive-compulsive-disorder-ocd/overview/ adresinden erişildi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2022

  4. Ruscio, A. M., Stein, D. J., Chiu, W. T., & Kessler, R. C. (2010). The epidemiology of obsessive-compulsive disorder in the National Comorbidity Survey Replication. Molecular psychiatry, 15(1), 53–63. https://doi.org/10.1038/mp.2008.94

  5. Foa, E. B., Liebowitz, M. R., Kozak, M. J., Davies, S., Campeas, R., Franklin, M. E., Huppert, J. D., Kjernisted, K., Rowan, V., Schmidt, A. B., Simpson, H. B. ve Tu, X. (2005). Randomized, placebo-controlled trial of exposure and ritual prevention, clomipramine, and their combination in the treatment of obsessive-compulsive disorder. The American journal of psychiatry, 162(1), 151–161. https://doi.org/10.1176/appi.ajp.162.1.151

  6. O'Connor, K., Todorov, C., Robillard, S., Borgeat, F. ve Brault, M. (1999). Cognitive behaviour therapy and medication in the treatment of obsessive-compulsive disorder: a controlled study. The Canadian Journal of Psychiatry, 44(1), 64-71. https://doi.org/10.1177/070674379904400108

  7. Amerikan Psikiyatri Birliği (2014). Ruhsal bozuklukların tanısal ve sayımsal el kitabı (DSM-5), Tanı ölçütleri el kitabı. (E., Köroğlu, Çev.) Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Özgün çalışma 2013).



Comentarios


bottom of page