top of page

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele: Mitlerin Rolü



Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun kararı ile 1999 yılından beri bugünle birlikte, kadına yönelik şiddete dair farkındalık arttırmak ve toplumsal bir değişim yaratmak amaçlanmaktadır. Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde çok sık karşılaşılan ve hala çözüme kavuşmamış insan hakları ihlalleri arasındadır (1). Kadınların karşılaştığı en yaygın şiddet formu ise, kapalı kapılar arkasında yaşanan aile içi şiddettir. İstanbul Sözleşmesi (5), aile içi kadına yönelik şiddeti, “eylemi gerçekleştiren, mağdurla aynı ikametgahı paylaşmakta olsun veya olmasın veya daha önce paylaşmış olsun veya olmasın, aile içinde veya aile biriminde veya mevcut veya daha önceki eşler veya birlikte yaşayan bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemleri” olarak tanımlayarak aile içi şiddeti aynı evde yaşama veya evlilik kurumuyla sınırlı tutmamıştır (1).


Aile içi kadına yönelik şiddeti ortaya çıkaran ve sürdüren evrensel faktör, ataerkil sistem olarak kabul edilmektedir (1). Ataerkil yapının içerisinde, erkeğe, kadının kişiliği, fikirleri ve malları üzerinde bir hakimiyet tanınmakta ve bununla birlikte, aileyi koruma, aileden ekonomik olarak sorumlu olma gibi toplumsal roller yüklenmektedir. Bununla birlikte, kadının toplumdaki varlığı ise, ikincil sırada gelmekte ve erkekten bağımsız olarak tanımlanamamaktadır. Ataerki, bir spektrum olarak ele alındığında, aile içi kadına yönelik şiddet bu spektrumun bir ucu olarak düşünülmektedir. Bu sistem, aile içi şiddet de dahil olmak üzere, toplum içerisinde birtakım yaygın inanışlar ile meşrulaştırılmaktadır (6).


Aile içi şiddet mitleri olarak adlandırılabilecek bazı inanışlar, aile içi kadına yönelik şiddetle ilgili genellikle yanlış olan, ancak yaygın ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilen ve yakın partnerlere karşı fiziksel saldırganlığı küçümsemeye, inkar etmeye veya haklı çıkarmaya hizmet eden stereotipik inançlar olarak tanımlanmaktadır (7). Nasıl ki aile içi şiddetin, şiddet uygulayan kişi için bireysel bir işlevi varsa, aile içi şiddetle ilgili mitler de benzer, ancak daha geniş, toplumsal bir işleve hizmet etmektedir (8). Bu mitler genellikle şiddete maruz kalan kişiyi istismardan sorumlu tutmakta, faili aklamakta ve sorunun ciddiyetini küçümsemektedir. Dolayısıyla, kadınları bilinçli veya bilinçsiz olarak şiddet görmeye karar veren kişilere dönüştürmekte ve bunun sonucunda yardım alabilecekleri sosyal destek mekanizmalarını azaltmaktadır. Mitler, aynı zamanda, şiddete maruz kalan kişinin aslında şiddet görmekten kaçınabileceğini ve muhtemelen faili kışkırttığı için şiddet gördüğünü desteklemektedir; çünkü bu tarz inanışlar, şiddete maruz kalan kişinin mağduriyetini geçerli görmemektedir. Peters, yaptığı bir araştırmada, kadınların da erkeklerin de aile içi şiddetle ilgili mitlere inandıklarını, ancak bunu farklı psikolojik nedenlerden dolayı yaptıklarını ortaya koymuştur (8). Kadınlar, bu inanışlar aracılığıyla, kendilerinin de bir gün aile içi şiddet mağduru olabilecekleri tehdidini azaltmaktadır. Erkekler ise faili aklayarak içsel olarak suçlamadan kaçınmaktadır.


Peki kadına yönelik şiddetle ilgili mitler ve gerçekler nelerdir?


Mit 1: Kadına yönelik şiddet sadece kadınları ilgilendirir (9).

Gerçek: Kadına yönelik şiddet, uzun vadede kadınların ve çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkiler, toplumda yoksulluğa ve ötekileştirmeye yol açar. Dolayısıyla hem kadınları hem de erkekleri etkileyen önemli bir sorundur. Herkes, şiddetsiz ve saygılı bir toplumsal kültürün oluşması için destek vermelidir (9).


Mit 2: Aile içi şiddet sadece belirli gruplardaki kadınları etkiler (9).

Gerçek: Araştırmalar şiddetin herhangi bir sınır tanımadığını ve her türlü sosyal, ekonomik, kültürel, ailevi geçmişe sahip kadını etkilediğini ortaya koymuştur (9).


Mit 3: Aile içi şiddet özel bir konudur ve sadece aileyi ilgilendirir (9).

Gerçek: Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir ve çok ciddi bir suçtur. Cinsiyete dayalı şiddeti bitirmek, herkesin ortak sorumluluğudur (9).


Mit 4: Eğer bir kadın şiddet gördüğü erkeğin yanında kalmaya devam ediyorsa, şiddet görmesi kendi suçudur (9).

Gerçek: Şiddet içeren bir ilişkiden kurtulmak kadınlar için oldukça zor olabilmektedir (9, 10). Bu durumun birçok nedeni vardır. Kendilerinin ve çocuklarının güvenliklerinden endişe etmek, suçluluk ve utanç hissetmek, şiddet döngüsü nedeniyle şiddetin bir gün biteceğine inanmak, maddi ve manevi olarak destek almakta zorlanmak, ekonomik olarak eşe bağlı olmak, kendinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olmak, toplumsal ve dini yönden eşlerinden ayrılmamaları yönünde kısıtlanmak ve baskılanmak gibi kişisel, ekonomik ve toplumsal yönden birçok faktör şiddet içeren bir ilişkiden çıkabilmenin önünde rol oynayabilmektedir (9, 10).


Mit 5: Kadınlar erkekleri şiddet uygulamaları noktasında çoğunlukla kışkırtırlar (9, 11).

Gerçek: Bu, şiddeti normalleştiren, gerekçelendiren ve kadını yeniden kurban pozisyonuna sokan bir yaklaşımdır. Erkekler, partnerlerinin söylediklerinden ya da yaptıklarından bağımsız bir şekilde şiddet uygulamaktadır. Partnerlerinin davranışlarından rahatsız olmaları durumunda buna bir son vermek için, başka bir yolu değil de şiddeti seçmeleri erkeklerin sorumluluğunda bir karardır (9, 11).


Mit 6: Erkekler öfkelerini kontrol edemezler (9).

Gerçek: Öfkeli hissetmek, şiddet uygulamayı otomatik olarak beraberinde getirmez. Örneğin, partnerine şiddet uygulayan erkekler, iş yerinde patronlarına aynı şiddeti sergilemezler. Şiddet uygulayan erkekler, partnerleri üzerinde güç ve kontrol sahibi olmak için, şiddet uygulamayı bilinçli olarak seçerler (9, 11).


Mit 7: Alkol ve madde kullanımı, erkeğin şiddet uygulamasına neden olur (11).

Gerçek: Bu yaklaşım, şiddeti gerekçelendirmek adına kullanılan bir bahanedir. Alkol ve madde kullanımında kadına yönelik şiddetin arttığını gösteren araştırmalar olsa da, alkol ve maddenin şiddet davranışlarına sebep olmasıyla ilgili herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Şiddet uygulayan erkekler, alkol veya madde etkisi altında olmasa da şiddet uygulayabilmektedir.


Mit 8: Şiddet uygulayan erkeklerin zihinsel bir sağlık sorunu vardır (12).

Gerçek: Faillerin çok küçük bir kısmı zihinsel sağlık sorunları yaşamaktadır. Birçok fail toplumsal olarak çekici, ikna edici ve mantıklı kişiler olarak görülmektedir. Başkaları üzerinde kontrol sahibi olmak için, kişisel güç kullanmak davranışsal bir seçimdir (12).


Mit 9: Cinsiyetçi şakalar yapmakta bir problem yoktur (9).

Gerçek: Cinsiyetçi bir tavır ve cinsiyetçi şakalar yapmak, toplumsal cinsiyet rollerini ve kadınlara yönelik ayrımcılığı pekiştirmektedir. Bir kişiye cinsiyetçi şakalar yapmak veya cinsel lakaplar takmak bir tür cinsel tacizdir ve tolere edilmemelidir (9, 14).


Mit 10: Kadına yönelik şiddeti durdurmak için yapabileceğimiz pek bir şey yoktur (9).

Gerçek: Kadına yönelik şiddet öğrenilmiş toplumsal cinsiyet normlarının bir sonucudur. Kadına yönelik aile içi şiddet ile cinsiyet rollerinden sıyrılarak ve toplumda ve ailede saygı ve eşitlik kültürünü teşvik ederek mücadele edilebilir (9).


Kadına yönelik aile içi şiddetle ilgili bu yaygın inanışlar, yalnızca şiddeti gerekçelendirmekle ve mağdurların yaşadıklarını değersizleştirmekle kalmaz, şiddete uğrayan kişilerin yardım aramalarını ve şiddet içeren durumlardan kaçmalarını da engelleyebilmektedir (15). Şiddete uğrayan kadınlar, toplumun kendilerini suçlayacağını düşündüğünde, yardım aramaktan vazgeçebilmektedir. Benzer şekilde, toplumun da bu inanışlar nedeniyle mağdur kişiye gerekli desteği sağlamaktan geri durduğu gözlemlenebilmektedir. Yalnızca toplum tarafından değil, kadınların yardım aramak için başvurduğu sistemlerde de, profesyonel kişilerin mağduru suçlayan bir yaklaşım sergileyebildiği görülmektedir. Bu bilgiler ışığında, kadına yönelik aile içi şiddetin sadece kişiyi veya romantik ilişkiyi ilgilendiren bir sorun olduğunu söylemek hatalı olacaktır; çünkü aile içi şiddet, faili meşrulaştırmaya ve mağduru suçlamaya yardımcı olabilecek bu sosyokültürel tutumları da beraberinde getirmektedir (16). Bu nedenle, toplum olarak bilinçlenmek, aile içi kadına yönelik şiddetin yaşandığı kapalı kapıları aralamak için çok büyük önem taşımaktadır.



Kaynakça

  1. Özkan, G. (2017). Kadına yönelik şiddet-aile içi şiddet ve konuya ilişkin uluslararası metinler üzerine bir inceleme. Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 7(1), 533-564.

  2. World Health Organization (2021, Mart). Violence against women. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/violence-against-women adresinden erişildi.

  3. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü (2015). Türkiye’de kadına yönelik aile içi şiddet araştırması. https://fs.hacettepe.edu.tr/hips/dosyalar/Araştırmalar%20-%20raporlar/Aile%20içi%20Şiddet%20Araştırmaları/2014_AiSA_Anarapor.pdf adresinden erişildi.

  4. Unwomen (t.y.). Frequently asked questions: Types of violence against women and girls. https://www.unwomen.org/en/what-we-do/ending-violence-against-women/faqs/types-of-violence adresinden erişildi.

  5. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi. (2011). https://rm.coe.int/1680462545 adresinden erişildi.

  6. Çamaş, G. G. & Meşe, G. (2016). Sosyal hiyerarşi: Cinsel şiddet mitlerini anlamak. Türk Psikoloji Dergisi, 31(78). 62-74.

  7. Lonsway, K. A., & Fitzgerald, L. F. (1994). Rape myths: In review. Psychology of Women Quarterly, 18, 133–164.

  8. Peters, J. (2008). Measuring myths about domestic violence: Development and initial validation of the Domestic Violence Myth Acceptance Scale, Journal of Aggression, Maltreatment & Trauma, 16(1), 1-21, https://doi.org/10.1080/10926770801917780

  9. Unwomen (2019, Ocak). 10 myths about violence against women and girls. https://eca.unwomen.org/en/news/stories/2019/01/10-myths-about-violence-against-women-and-girls adresinden erişildi.

  10. Mor Çatı (t.y.). Şiddet gördükleri bir ilişkiden çıkmak kadınlar için neden zor?. https://morcati.org.tr/siddet-gordukleri-bir-iliskiden-cikmak-kadinlar-icin-neden-zor/ adresinden erişildi.

  11. Psikoloji İstanbul. (2022). Partner şiddeti: Ruh sağlığı çalışanları, sosyal çalışmacılar, akademisyenler, şiddetle ilgili birimlerde çalışanlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri için bilgilendirme kılavuzu [Broşür]. Psikoloji İstanbul.

  12. Purple Ribbon Campaign Violence Prevention Initiative (2018). Myths and facts about violence against women. https://www.gov.nl.ca/vpi/files/2018-Myths-and-Facts-about-Violence-Against-Women.pdf adresinden erişildi.

  13. Arizona Coalition to End Sexual and Domestic Violence (2022). Domestic violence myths and misconceptions. https://www.acesdv.org/domestic-violence-graphics/domestic-violence-myths-and-misconceptions/ adresinden erişildi.

  14. Leskinen, E. A., & Cortina, L. M. (2014). Dimensions of disrespect: Mapping and measuring gender harassment in organizations. Psychology of Women Quarterly, 38(1), 107-123. https://doi.org/10.1177/0361684313496549

  15. Policastro, C. & Payne, B. K. (2013) The blameworthy victim: Domestic violence myths and the criminalization of victimhood. Journal of Aggression, Maltreatment & Trauma, 22(4), 329-347, https://doi.org/10.1080/10926771.2013.775985

  16. Rollero, C. & de Piccoli, N. (2020). Myths about intimate partner violence and moral disengagement: An analysis of sociocultural dimensions sustaining violence against women. International Journal of Environmental Research and Public Health, 17, 8139. https://doi.org/10.3390/ijerph17218139



Comments


bottom of page