top of page

Psikoterapi Sürecine Dair Önyargılar




Psikoterapi süreci bireylerin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını anlamlandırdığı; kendisine ve çevresinde olup bitenlere dair farkındalığının arttığı bir süreçtir. Psikoterapi, danışan ve danışman arasında bilimsel geçerlilikleri kanıtlanmış yöntem ve yaklaşımlar ile danışanların psikolojik sağlığını iyileştirmeye ve korumaya yönelik çalışmaların yapıldığı uygulamalı bir süreçtir. İnsanlık tarihi ne kadar eski ise, psikolojik problemlerin varlığı da bir o kadar eskidir (1).


Tarihin başlangıcından beri, insanlar ruhsal sıkıntılarını yansıtmanın ve anlamlandırmanın yollarını aramıştır. İnsanlar, eski çağlarda düşüncelerini ve duygularını duvarlara çizerek yansıtırken, kimi dönemlerde ise yaşanılan psikolojik sıkıntılar birtakım ruhsal varlıkların bireye tasallut etmesi ya da çaresi olmayan hastalığa sahip olunması olarak açıklanmıştır (2). Yazılı olarak incelenebilen, kanıt olarak değerlendirilebilen verilerin ışığında modern zamanda psikoterapi olarak adlandırdığımız konuşma tedavisinin başlangıcı Sigmund Freud’un çalışmaları olarak gösterilmektedir. Freud’un ortaya attığı Klasik Psikanaliz ile başlayan psikoterapi yolculuğuna zaman içerisinde objektif ve bilimsel çalışmaların katkısıyla davranışsal yaklaşımlar, bilişsel yaklaşımlar ve bunların yanı sıra çok sayıda farklı ekol ve yaklaşım da eklenmiştir (1). Günümüzde terapi ekollerinin temel alındığı birçok farklı terapi yöntemi bulunmaktadır.


Son yıllarda, psikoterapi sürecinde yaygın olarak kullanılan bilişsel davranışçı yaklaşımların etkinliğine dair birçok araştırma vardır (3). Kişiler psikoterapi sürecine başladıklarında, psikoterapi sürecinin nasıl ilerleyeceği ve danışan ve terapistin uyması gereken kuralların belirlenmesi, psikoterapinin çerçevesini oluşturmaktadır. Bu çerçeve psikoterapi sürecinin kontratı olarak da düşünülebilir. Psikoterapi çerçevesi, aynı zamanda danışanın ve terapistin haklarını korumaktadır. Bu çerçevenin anlaşılmamasından doğan olumsuzluklar ise, süreç içinde açığa çıkabilmektedir (4).


Psikoterapi sürecine dair en sık karşılaşılan önyargı içeren yaklaşımlar ve bunlara dair doğru açıklamalar aşağıda yer almaktadır:


“Psikoterapi süreci sohbet etmek gibidir”

Terapi süreci sıradan bir sohbet değildir. Psikoterapist ve danışan arasında kurulan terapötik çerçeve ile sohbetin önüne geçilmektedir. Bilimsel yöntem ve tekniklerin belli bir plan dahilinde kullanıldığı, hedefe yönelik ilerleyen bir süreçtir (4).


“Psikoterapi bilimsel bir yaklaşım değildir”

Psikoterapist yararlandığı ekolün bilimsel yöntemlerine ve tekniklerine bağlı kalarak danışanın iyilik halini arttırmayı amaçlayan ve uyum bozucu düşünce ve davranışlar üzerinde kalıcı değişiklikleri hedefleyen uygulamalarda bulunur (5). Psikoterapiler üzerinde gerçekleştirilen klinik araştırmalar her geçen gün artmaktadır, kanıta dayalı yani bilimsel olarak etkinliği gösterilmiş psikoterapi yöntemleri mevcuttur.


“Psikoterapistim de diğer insanlar gibi kişisel tercihlerimi yargılayabilir”

Bireysel terapilerde önemli olan etik kurallardan biri insan haklarına saygı duymak ve ayrımcılık yapmamaktır. Her birey, psikoterapi sürecine başvurabilir. Psikoterapistlerin danışanlarına yargılamadan yaklaşabilmesi, eşit davranması ve saygı duyması en temel etik prensiplerdendir (5).


“Psikoterapi sürecine başvurmak bir zayıflık meselesidir”

Psikoterapi süreci, bireylerin iç dünyasını, psikolojik yapısını ve çevresiyle olan ilişkisini anlamlandırdığı bir süreçtir (1). Güçlü ya da zayıf olmak psikoterapi desteği almanın sebeplerinden biri olarak kabul edilmemektedir.


“Ya psikoterapistim anlattıklarımı başkaları ile paylaşırsa?”

Psikoterapi sürecinde verilen bütün bilgiler danışan ve psikoterapist arasında kalmaktadır, psikoterapilerde gizlilik ilkesi son derece önemli bir kuraldır. Bu kural ancak belli durumlar kapsamında bozulabilir, bunun dışındaki tüm durumlarda ise katı bir şekilde korunur. Terapi sürecinin başında gizlilik ilkesinin bozulduğu durumlar hakkında danışana bilgi verilmektedir; bunun sonrasında danışan onayı ile psikoterapi süreci başlamaktadır (6).



Kaynakça

  1. Özakkaş, T. (2018). Psikoterapi Tarihi ve Bütüncül Terapi. Türkiye Bütüncül Psikoterapiler Derneği, 1(1), 1-24. https://dergipark.org.tr/en/pub/bpd/issue/31051/372888

  2. Norcross, J. C. (2005). A Primer on Psychotherapy Integration. In J. C. Norcross & M. R. Goldfried (Eds.), Handbook of psychotherapy integration (pp. 3–23). Oxford University Press. https://doi.org/10.1093/med:psych/9780195165791.003.0001

  3. Sungur M. Z (2003). Bilişsel-davranışçı Terapilerin Temel İlke ve Özellikleri ve Entegre Yaklaşımının Yararları. Psikiyatri Psikoloji Psikofarmakoloji Dergisi, 11(2), 31-38.

  4. Gödeş, M. (2018). Psikoterapide Çerçevenin Önemi. Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi, 1(2), 134-153.

  5. Korkmaz, B. (2019). Yapısına göre Psikoterapi Türleri ve Etik Meseleler. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(36), 513-543.

  6. Çayköylü, A. (2002). Psikiyatride Gizlilik İlkesi. Klinik Psikiyatri Dergisi, 5(4), 248-256.

Kommentare


bottom of page