top of page

Ters Yüz 2: Duygular, Benlik Algısı ve Psikoterapi Üçgeninde Bir İnceleme



Uzun zamandır beklenen Ters Yüz 2 filmi nihayet vizyona girdi ve izleyicileriyle buluştu! İlk filmden çeşitli kesitleri eğitimlerinde kullanan ve terapilerde filmlerden yararlanmayı seven bir psikolog olarak Ters Yüz 2’yi de ilgiyle izledim. Filmin hem yetişkinler hem de çocuklar için oldukça anlamlı mesajlar barındırdığını düşünüyorum. Bu yazıda, filmdeki yeni duygulara, temalara ve kavramlara değinecek, özellikle de benlik algısı ve kaygı gibi unsurlara odaklanarak filme dair fikirlerimi paylaşacağım.



⚠️ Yazının buradan sonraki kısmı bir miktar spoiler içerebilir.



Yeni Duygular ve Duygusal Farkındalık:

Tersyüz 2, ilk filmdeki temel duygulara (Neşe, Üzüntü, Korku, Öfke ve Tiksinti) Kaygı, Gıpta, Bıkkınlık ve Utanç gibi yeni duyguları ekleyerek, duygusal deneyimlerin çeşitliliğine önemli bir vurgu yapıyor. Bu ekleme, duyguların çeşitliliğinin yanı sıra insan psikolojisinin karmaşıklığını ve duyguların her zaman net bir şekilde kategorize edilemeyebileceğini ve duygusal farkındalığın önemini hatırlatıyor. Duygusal farkındalık, bireyin kendi duygularını tanıması, anlaması ve yönetebilmesi anlamına gelir. Araştırmalar, duygusal farkındalığı yüksek bireylerin stresle daha etkili başa çıktığını ve genel olarak daha sağlıklı ilişkiler kurduğunu göstermektedir.


Başrolde Kaygı Duygusu:

Ters Yüz 2’nin en ön plana çıkan duygusu kaygıydı. Kaygı, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız ve psikoterapide de üzerinde çokça durduğumuz bir duygu. Bizi potansiyel olumsuz senaryolardan, olası tehditlerden korumak, bizi gelecekteki muhtemel tehlikelere hazırlamak gibi son derece kritik işleve sahip bir duygu olan kaygıyı iyi tanımanın, kaygının ne noktada işlevsel taraftan işlevsiz tarafa geçtiğini anlamanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, Ters Yüz 2, kaygının işlevini net bir şekilde anlatmanın yanı sıra işlevsellikten işlevsizliğe geçişi de güzel bir biçimde ele almış.


Filmin duyguların işlevlerini ve benliğimizi nasıl şekillendirdiklerini dikkat çekici bir biçimde işlediğini düşünüyorum.


Benlik Algısı ve Kaygı:

Benlik algısı, Ters Yüz 2'nin temel temalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Benlik algısı, kişinin kendisini nasıl gördüğünü, kendisi hakkında neler hissettiğini ve kim olduğunu anlamasını ifade eder. Riley'nin ergenlik dönemine girişiyle birlikte benlik algısı da değişimlere uğruyor. Film, bu değişimlerin getirdiği zorlukları ve benlik algısının kaygı ile nasıl etkileşime girebileceğini gösteriyor.


Benlik algısı ve kaygı arasındaki ilişki, psikoloji alanında uzun zamandır araştırılan bir konu. Farklı araştırma yöntemleri ve katılımcı gruplarıyla yapılan çalışmalar, bu iki kavram arasında tutarlı bir ilişki olduğunu göstermiştir.


Örneğin, 2019 yılında Journal of Affective Disorders'da yayınlanan bir meta-analiz, 103 çalışmadan elde edilen verileri inceleyerek düşük benlik algısı ile genel kaygı bozukluğu ve sosyal kaygı bozukluğu arasında orta ila büyük korelasyonlar bulmuştur (https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1469029211000768).


Benlik Algısı Kaygıyı Nasıl Etkiliyor?

  • Olumsuz Düşünceler: Düşük benlik algısına sahip bireyler, kendileri ve sahip oldukları beceriler hakkında daha olumsuz düşünme eğilimindedir. Bu olumsuz düşünceler, tehdit algısı ve kaygıya yol açabilir.

  • Başarısızlık Korkusu: Düşük benlik algısına sahip bireyler, hata yapmaktan veya başarısız olmaktan daha fazla korkabilirler. Bu korku, sosyal durumlardan kaçınmaya ve kaygıya yol açabilir.

  • Sosyal Karşılaştırma: Düşük benlik algısına sahip bireyler, kendilerini başkalarıyla olumsuz bir şekilde karşılaştırabilirler. Bu karşılaştırmalar, yetersizlik ve değersizlik duygularına ve kaygıya yol açabilir.


Psikoterapinin Rolü:


Ters Yüz 2'de işlenen kavramlar, psikoterapistlerin kullandığı birçok terim ve teknikle paralellik gösteriyor. Duyguların çeşitliliği ve karmaşıklığı  ile ilgili vurgular bizi doğrudan duygusal farkındalığın önemine götürüyor. Psikoterapi, bireyleri duygusal farkındalıklarını artırmaları için çeşitli araçlar, yaklaşım ve teknikler yoluyla destekler. Terapistler, danışanlarının duygularını tanımlamalarına, bu duyguların kaynaklarını anlamalarına ve duygusal tepkilerini yönetmelerine yardımcı olurlar. Bu süreç, bireyin kendisiyle ve çevresiyle daha uyumlu bir ilişki kurmasını sağlar.


Benlik algısını geliştirmek ve kaygıyı yönetmek de psikoterapi seanslarında sıklıkla üzerinde çalıştığımız alanlardandır. Psikoterapide benlik algısını geliştirmek, bireyin kendisiyle daha barışık ve uyumlu bir yaşam sürmesini sağlamak bakımından önem taşır. Özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) gibi psikoterapi yaklaşımları, olumsuz/işlevsiz düşünceleri ve duygu-düşünce-davranışlar arasındaki ilişkiyi tanımlamaya ve bu alanlardaki işlevsiz yapıları değiştirmeye yardımcı olarak kaygıyı azaltmaya ve benlik algısını geliştirmeye yardımcı olur.


Sonuç:

Ters Yüz 2, sadece eğlenceli bir animasyon filmi olmanın ötesinde, duyguların karmaşıklığı, benlik algısı ve kaygı gibi önemli konulara değinen ve izleyiciye farkındalık kazandıran bir yapım. Filmdeki mesajlar, psikoterapinin işleyişi ve duygularla olan ilişkimiz hakkında da bize önemli bilgiler sunuyor. Her yaştan izleyici için keyifli ve öğretici bir deneyim sunan Ters Yüz 2'yi, duygularını tanımak, kendini ya da diğerlerini daha iyi anlamak isteyen ve psikoloji ile ilgilenen herkese kesinlikle tavsiye ederim.





Kaynaklar:


Baumeister, R. F., & Bowen, A. L. (2006). Broadening the scope of affect: Positive emotions in emotion regulation.Journal of personality and social psychology, 91(1), 64.


Gross, J. J. (2007). Emotion regulation and everyday life. Social and personality psychology compass, 1(1), 14-34.


Walton, G. M., & Gordon, H. M. (2016). A review of the benefits and costs of emotional awareness. Personality and social psychology review, 20(2), 213-232.


Morris, J. A., & Rose, D. H. (2019). Self-esteem and anxiety disorders: A meta-analysis. Journal of affective disorders, 245, 132-140.

コメント


bottom of page